Sabahın seher vaktinde görebilsem yarimi
Gül dalına bülbül konmuş çeker ah u zarını
Elimden almak isterler benim nazlı yarimi
Bu güzellik sana bana kalmaz o şimdi yar şimdi
Bu güzellik sana bana kalmaz o geleceksen gel şimdi
Sabahın seher vaktinde oturmuş kahve içer
Bir elinde altın makas yarine fistan biçer
Bir selama kail olduk onu da vermez geçer
Bu güzellik sana bana kalmaz o şimdi yar şimdi
Bu güzellik sana bana kalmaz o geleceksen gel şimdi
***
Ahmet Şükrü Esen "Anadolu Türküleri"
adlı kitabında türkünün çeşitlemesini şu şekilde
aktarıyor, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
Emel Matbaacılık, 1986 - Ankara, s.239
Sabahın seher vaktinde görebilsem yarimi
Gül dalına bülbül konmuş çeker ah u zarını
Ben o dilden anlamaz oldum hoşuncu yar hoşuncu
Bu güzellik böyle kalmaz geçinci yar geçinci
Sabahın seher vaktinde üç güzel kahve içer
Almış makası eline yarine fistan biçer
Sen sefada ben cefada hoşuncu yar hoşuncu
Bü güzellik böyle kalmaz geçinci yar geçinci
Sabahın seher vaktinde üç güzel gergah işler
Almış makası eline (okunmuyor) fistan biçer
Sen sefada ben cefada hoşuncu yar hoşuncu
Bü güzellik böyle kalmaz geçinci yar geçinci
***
Türk Halk Türküleri (Oszmán - Török Népköltési
Gyüjtemény, Masodık Kötet: Oszmán - Török
Népmesék es Népdalok, Budapest 1889) - Ignácz
Kúnos (Yayıma hazırlayan: Doç. Dr. Ali Osman
Öztürk) - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
(1.baskı), Ocak 1998, s.77-78 de eser şu
şekilde aktarılmaktadır
Sabahın seher vaktinda görebilsem yarimi
Gül dalına bülbül konmuş çeker ahu-zarını
Elimden almak isterler benim nazlı yarımı
Yar sefada ben cefada hoşundu yar hoşundu
Ko bir zaman böyle gitsin yine göynüm hoşundu
Sabahın seher vaktında oturmuş incil okur
Ben o dilden annamazdım sanırım bülbül şakır
Güneş vurmuş kaküline yarım uykuda yatır
Yar sefada ben cefada hoşundu yar hoşundu
Ko bir zaman böyle gitsin yine göynüm hoşundu
Sabahın seher vaktınde oturmuş ka(h)ve içer
Bir elinde bülbül vardır bir elinle gül seçer
Ayda bir selam verirdi onu da vermez geçer
Yar sefada ben cefada hoşundu yar hoşundu
Ko bir zaman böyle gitsin yine göynüm hoşundu
Akıntıya salı verdim çifte sandal piyade
Kendi küçük aklı büyük gönül verme ziyade
Ben o yarımı kayb ettim gönül her dem cefada
Yar sefada ben cefada hoşundu yar hoşundu
Ko bir zaman böyle gitsin yine göynüm hoşundu
***
Deniz Üstü Köpürür, Muğla Türküleri ve
Hikâyeleri (Tasnif ve İnceleme), Yrd. Doç. Dr.
Ümral Deveci (Hakemler: Prof. Dr. Namık Açıkgöz
ve Prof. Dr. İsmail Görkem), Muğla - 2007
s.225 de ve Mavi Yolculuk (1976), Muammer Karadaş
s.70 de eser şu şekilde aktarılmaktadır
[Bodrum yöre bilgisiyle]
Sabahın seher vaktinde (aman) görebilsem yarimi
Gül dalına bülbül konmuş aman çeker ah u zarını
Elimden almak isterler (aman) benim nazlı yarimi
Bu güzellik sana kalmaz (aman) seveceksen sev beni
Sabahın seher vaktinde (aman) oturmuş kahve içer
Bir elinde altın makas (aman) yarine fistan biçer
Bir selama nail oldum (aman) onu da vermez geçer
Bu güzellik sana kalmaz (aman) seveceksen sev beni |